44 SORUDA COVID-19 SALGINI


Çin’in Vuhan şehrinde Aralık 2019’da başlayan ve halen devam etmekte olan Covid-19 salgını, 21 Mart 2020 itibariyle Dünyada 290,322 insana bulaşmış olup 11,962 insanın ölmesine sebep olmuştur. Bulaşıcı olma özelliği, etkin bir aşı ve tedavinin eksikliği ve ölüm oranının yüksek olması, bu sınır tanımayan virüs için karantina gibi önlemlerin alınmasını zorunlu hale getirmiştir. Uluslararası platformda, ülkeler virüsten etkilenmiş bölgelerden seyahatleri sınırlamış ve potansiyel taşıyıcıları belirlemek üzere tarayıcı önlemler almışlardır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizdeki vaka sayısının ve ölümlerin her geçen gün artması hepimizi tedirgin etmektedir. Söz konusu salgına sebep olan virüsün daha iyi anlaşılması ve farkındalığın artması için virüsün tanımlanması, ortaya çıkışı, yayılımı, alınabilecek önlemler, muhtemel aşı ve tedaviler gibi konulara ilişkin hazırladığım 40 soru ve 40 cevabı aşağıdaki yazıda görebilirsiniz. Faydalı olması dileğiyle... 

1-   Virüs Nedir?
Virüsler aynı anda hem canlı hem de cansız özellikleri gösteren biyolojik varlıklardır. DNA ya da RNA’ya sahip olmakla birlikte hücrelerden oluşmazlar. Yaşamak için mutlaka konakçı bir organizmaya ihtiyaç duyarlar. Virüsler çok çeşitli hastalıklara yol açabilir. Her türlü yaşam formunu etkileyebilirler, çünkü çoğalmak için yalnızca bir konakçıya ihtiyaç duyarlar. Çok basit ya da çok karmaşık olabilirler. Bakterilerle karıştırılmamalıdırlar. Bakteriler, virüslerden farklı olarak kendi kendilerine hayatta kalmalarını sağlayan hücresel mekanizmalara sahip, tek hücreli canlılardır.


2-   Coronavirus Nedir?
Coronavirüsler zarflı ve tek iplikli RNA virüsleridir, yani genetik materyalleri bir RNA ipliğinden oluşur ve her viral partikül bir protein zarfına sarılıdır. Bir coronavirüs dört yapısal proteinden oluşur: nükleokapsid, zarf, zar ve çubuksu çıkıntılar (dikenler). Bu çıkıntılara Latincede taç anlamına gelen “corona” adı verildiğinden bu virüsler coronavirus (taçlı virüs) denir. Nükleokapsid, zarf ve zar proteinleri tarafından oluşturulan küreye benzer bir yapının içinde, genetik materyali bulundurur. Dikensi çıkıntılar ise virüsün enfekte edebileceği hücreleri belirler ve hücrelerdeki almaçlara bağlanır. 

3-   Coronavirüsler mutasyon geçirerek daha tehlikeli hale dönüşebilir mi?
Bütün virüsler konakçılarını enfekte ederken temelde aynı yolu izler. Bir hücreyi istila eden virüs, o hücrenin bazı bileşenlerini kullanarak kendisini kopyalar, daha sonra da kopyaları diğer hücreleri enfekte eder. Ancak RNA virüslerinin farklı bir özelliği vardır. Bu virüsler, RNA replikasyonu sürecinde, tipik olarak hücrelerin DNA kopyalarken kullandığı hata düzeltme mekanizmalarına sahip olmadıkları için replikasyon sırasında ortaya çıkan hataları düzeltemezler. Bununla birlikte, coronavirüsler RNA virüsleri içerisinde 30.000 bazla en uzun genoma sahip virüs grubudur. Replikasyon sırasında hata düzeltme yeteneğinden mahrum olan bu patojenlerin kopyaladıkları baz miktarı arttıkça hata yapma olasılıkları da artıyor. Dolayısıyla her hata beraberinde yeni bir mutasyonu getiriyor. Bu mutasyonların bazıları da virüse yeni hücre tiplerini, hatta yeni türleri enfekte etme yeteneği gibi yeni özellikler sağlayabiliyor.

Virüslerin genom yapılarına göre sınıflandırılması
4-   Coronavirüsün kaç farklı cinsi var?
Coronavirüsün alfacoronavirüs, betacoronavirüs, gamacoronavirüs ve deltacoronavirüs olmak üzere dört farklı cinsi var. Alfa ve beta coronavirüs insanları enfekte edebilirken, gama ve delta coronavirüs sadece hayvanları enfekte edebiliyor. Yeni Coronavirüsün genomu salgının başlanmasının ardından hızlıca dizilenmiştir. Dizilenme sonuçlarına göre, Yeni Coronavirüs, βeta-Koronavirüs cinsine aittir.

5- Covid-19 mu 2019-nCoV mu ?
Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) uluslararası halk sağlığı acil durumu ilan etmesine neden olan ve hâlihazırda devam eden salgın başladığı günlerde 2019-nCoV olarak adlandırılmıştır. Sonrasında ise WHO’nun resmi kararıyla hastalık Covid-19 olarak adlandırılmıştır. Covid-19 ismine karar verilirken WHO danışmanları sadece hastalığa neden olan virüs türüne odaklandı. Co ve Vi coronavirüsten, “d” İngilizcede hastalık anlamına gelen “disease” kelimesinden, 19 ise vakaların görülmeye başlandığı yıl olan 2019’dan geliyor.

Uluslararası Virüs Taksonomisi Komitesi (International Committee on Taxonomy of Viruses ,ICTV) ise hastalığa sebep olan virüsü SARS-CoV-2 (severe acute respiratory syndrome coronavirus 2, şiddetli akut solunum sendromu koronavirüs 2) olarak adlandırmıştır.

Fakat, Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization, WHO)’ ne göre riskli iletişim perspektifinden bakıldığında, SARS isminin kullanılması, özellikle 2003'te SARS salgından en çok etkilenen Asya'da bazı ülkeler için gereksiz korku yaratma açısından istenmeyen sonuçlara yol açabilir.

Bu nedenle, Dünya Sağlık Örgütü, halkla iletişim kurarken virüse “COVID-19'dan sorumlu virüs” veya “COVID-19 virüsü” demeye başladı. Bu adlandırmaların hiçbiri, Uluslararası Virüs Taksonomisi Komitesi (International Committee on Taxonomy of Viruses ,ICTV) tarafından kararlaştırıldığı şekliyle virüsün resmi adı (SARS-Cov-2)’nın yerini alması amaçlanmamıştır.

Yine Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamasına göre virüs resmi olarak adlandırılmadan önce yayınlanan materyaller, karışıklığı önlemek için gerekli olmadıkça güncellenmeyecektir.

6-Virüs ve hastalığın neden farklı isimleri var?
Virüsler ve neden oldukları hastalıklar genellikle farklı isimlere sahiptir. Örneğin, HIV AIDS'e neden olan virüstür. İnsanlar sıklıkla kızamık gibi bir hastalığın adını bilirler, ancak buna neden olan virüsün adını (rubeola) bilmezler.

Virüsleri ve hastalıkları adlandırmak için farklı süreçler ve amaçlar vardır.

Virüsler, tanı testleri, aşılar ve ilaçların geliştirilmesini kolaylaştırmak için genetik yapılarına göre adlandırılır. Virüslerin adlandırılması işi geniş bir bilim topluluğu olan Uluslararası Virüs Taksonomisi Komitesi (ICTV) tarafından yapılıyor.

Hastalıklar; hastalığı önleme, yayılma ve bulaşıcılığını engelleme ve tedavi üzerine tartışmalara olanak tanımak için adlandırılıyor. İnsan hastalıklarına hazırlıklı olma ve müdahale Dünya Sağlık Örgütü(WHO)’nün işidir, bu nedenle hastalıklar Dünya Sağlık Örgütü tarafından adlandırılır.

ICTV, 11 Şubat 2020'de yeni virüsün adını “ciddi akut solunum sendromu koronavirüs 2 (SARS-CoV-2)” olarak açıkladı. Bu isim, virüsün 2003 SARS salgınından sorumlu koronavirüs ile ilişkili olması nedeniyle seçildi. İlişkili olsa da, iki virüs farklıdır.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), daha önce Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OIE) ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile geliştirilen yönergeleri takip ederek 11 Şubat 2020'de bu yeni hastalığın adı olarak “COVID-19” u duyurdu.

7-   Coronavirüs ile ilk kez mi karşılaşıyoruz ?
Salgına neden olan coronavirüs başlangıçta kulağımıza tanıdık gelmemiş olsa da aslında pek çok kişinin bu virüsün daha hafif türleri ile daha önce karşılaşmış olması muhtemel. Çünkü bu virüsün dört *suşu yaygın soğuk algınlığı vakalarının yaklaşık beşte birinin sorumlusu. Coronavirüsler hem insanlarda hem hayvanlarda bulunabilen büyük bir virüs ailesinin bir parçası. Bazıları insanları enfekte edebiliyor ve yaygın olarak basit bir soğuk algınlığına ya da
MERS (Orta doğu solunum sendromu) ve SARS (Ciddi akut solunum sendromu) gibi çok ciddi hastalıklara neden olabiliyor.

*Suş: Bir bakteri veya virüsün farklı alttürlerinin, aralarında genetik farklılıklar bulunan gruplarına denir. Farklı suşlar arasında, ilaçlara, dış etkilere dayanıklılık vs. özellik değişiklikleri olabilir. (İngilizce; strain)

8-Dünyada Coronavirüslerin hikâyesi nedir?
Yirmi yıldan kısa bir süre önceye kadar coronavirüs, insanlarda hafif derecede hastalığa neden olan bir virüs olarak değerlendirildiği için aslında araştırmaların çok da odak noktası olmamış. Ta ki Çin’deki SARS salgınının arkasındaki patojenin bir coronavirüs olarak belirlendiği 2003 yılına kadar...
Ardından, neredeyse 10 yıl sonra başka bir coronavirüs türü, MERS salgınıyla gene dünyanın gündemine oturdu ve şimdi gene başka bir coronavirüs türü neden olduğu salgınla dünyanın kâbusu oldu. Detaylı araştırmalar sonucunda, 2002 yılında Çin’de görülen SARSCoV’ün misk kedisinden, 2012 yılında Suudi Arabistan’da görülen MERS-CoV’ün ise çöl devesinden insana geçmesiyle salgınların ortaya çıktığı bulunmuş. Aralık ayından beri gündemimizde olan yeni coronavirüs ise daha önce insanda rastlanmayan bir tür. SARS’a neden olan coronavirüs ile aynı virüs ailesine ait olsalar da aynı tür değiller.

9- Coronavirüsler neden ölümcül?
Coronavirüsler hayvanlardan insanlara geçebilen bir virüs türü olduğu için zoonotik, neden oldukları hastalıklar da zoonotik hastalıklar olarak adlandırılıyor. İnsanların bağışıklık sistemi daha önce bu virüs ve bakterilerle karşılaşmadığı, dolayısıyla da vücutta daha önce bu patojenlere karşı bağışıklık gelişmediği için zoonotik hastalıklar ölümcül olabiliyor.

10-Coronavirüsler vücutta nasıl etkili olur?
Hafif soğuk algınlığına neden olan coronavirüsler öncelikle üst solunum yolunu (burun ve boğaz) enfekte ederken, daha ciddi hastalıklara neden olan coronavirüsler alt solunum yolunu (akciğerler) enfekte ederek zatürreye neden olurlar.

11-ACE2 Almacı, TMPRSS2, Camostat mesylate nedir, aşı ve tedavi geliştirmede neden önemliler?
SARS virüsü hücrede ACE2 (anjiyotensin dönüştürücü enzim-2) adı verilen almaca, MERS virüsü ise DPP4 (dipeptidil peptidaz-4) adı verilen almaca bağlanır. Her iki almaç da başta akciğer hücreleri olmak üzere vücudun farklı yerlerindeki hücrelerde bulunur. Yapılan analizler Covid-19’a neden olan coronavirüsün de SARS gibi hücrelerin ACE2 almacına bağlandığını gösterdi. Diğer yandan aynı almaca bağlanan örneğin NL63 adı verilen bir insan coronavirüsü sadece üst solunum yolu enfeksiyonuna neden olurken, SARS ve Covid-19 corona virüsleri alt solunum yollarını enfekte ediyor. İlginç olan başka bir nokta ise ACE2 almacının kalp hücrelerinde de yoğun olarak bulunmasına rağmen coronavirüsün kalp hücrelerini enfekte etmemesi. Güney Afrika’daki Western Cape Üniversitesinden moleküler biyolog Burtram Fielding, virüsün hücrelere bağlanmasında başka almaçların da rol oynadığından şüphelendiğini söylüyor.

Virüslerin bir hücreye girebilmeleri için konak hücrenin uygun bir reseptör taşıması gerekmektedir. SARS-CoV-2’nin hücre içine girebilmesi için membrana bağlı ACE2 (anjiotensin-dönüştürme enzimi)' ye ihtiyaç duyduğu açıklanmıştır. Bu özelllikle akciğeri saran (epitel) hücrelerin yüzeyinde bulunan bir proteindir. ACE2, renin-anjiotensin sistemde (renin–angiotensin system/RAS) rol oynamaktadır. RAS, kan ve sıvı basıncı, elektrolit dengesini düzenleyen bir hormon sistemidir. Hayvanlarda yapılan çalışmalarda RAS inhibitörlerinin ağır akut solunum yetmezliği ve zatürre belirtilerini etkin şekilde azalttığı gözlemlenmiştir. İlginç bir şekilde, Covid-19’un ACE2’ye bağlanması ACE2’yi tüketmiş ve RAS sistemine zarar vermiştir ki, bu da ağır akut zatürrenin şiddetlenmesine neden olmuştur. Bu verilere dayanarak, ACE2 engelleyicilerinin bazı zatürre hastalarında, kan basıncının kontrol altında tutulduğu durumlarda, akciğer enfeksiyonunu ve ölüm oranını azaltabileceği öne sürülmüştür.

Camostat mesylate, aktif proteaz inhibitörüdür. Tripsin ve plazmin, kallikrein ve trombin gibi çeşitli proteazları inhibe etmektedir. Ayrıca transmembran serin proteaz olan TMPRSS2'yi inhibe ederek ve SARS-Cov2 (COVID-19)’nin in vitro olarak akciğer hücrelerine girişini kısmen bloke etmektedir. Corona virüslerin hücre girişi, viral spike (S) proteinlerin hücresel reseptörlere bağlanmasına ve konakçı hücre proteazları tarafından S proteini hazırlanmasına bağlıdır. SARS-CoV-2 tarafından hücre girişi için hangi hücresel faktörlerin kullanıldığının çözülmesi, viral bulaşma hakkında bilgi sağlayabilir. SARS-Cov2'nin giriş için SARS-CoV reseptörü ACE2'yi ve S proteini hazırlanması için serin proteaz TMPRSS2'yi kullandığı ifade edilmektedir. Sonuçlar, TMPRSS2'ye karşı aktif olduğu bilinen klinik olarak kanıtlanmış etken madde olan Camostat mesylate’ın, SARS-Cov2 enfeksiyonunu bloke ettiğine ve yeni bir tedavi seçeneği oluşturabileceğine işaret etmektedir. Camostat mesylate adı verilen etken maddenin, serin proteaz TMPRSS2'yi inhibe ettiği bilindiğinden, birçok çalışma SARS-CoV-2 enfeksiyonunu da önleyip önleyemeyeceği üzerine yoğunlaşmıştır. Markus Hoffmann, bir hastadan izole edilen SARS-CoV-2'yi test ederek ve Camostat mesylate’in virüsün akciğer hücrelerine girişini engellediğini bulduklarını ifade etmektedir. Camostat mesylate, Japonya'da pankreas iltihabında kullanım için onaylanmış bir etken maddedir. Onaylanmış bu etken madde ile yapılan hücre kültürü çalışmalarına ek olarak klinik çalışmalarla desteklenmesi ile SARSCoV-2 tedavisi için bir umut olabileceği ifade edilmektedir.

12-Covid-19 nasıl bulaşır?
Coronavirüsler, enfekte kişiler nefes alıp verdiklerinde, öksürdüklerinde veya hapşırdıklarında dışarı attıkları damlacıklar yoluyla insandan insana bulaşabilir. Her ne kadar enfekte olmuş yüzey ve objelerde yayılım yolu enfekte olmak için ana yol olmasa da virüs partikülleri bulaşmış yüzey ve eşyalara dokunan bireyler elleriyle ağız, burun hatta gözlerine dokunduğunda enfeksiyon mümkün olabilir.

13-Covid-19’dan nasıl korunabiliriz?
Elleri yıkamak; sık dokunulan yüzeyleri ve nesneleri dezenfekte etmek, yüze, göze ve ağıza dokunmaktan kaçınmak gibi basit önlemler enfeksiyon riskini büyük ölçüde azaltabilir. Kalabalık ortamlara girmek enfeksiyon riskini artırırken, evde izole bir hayat yaşamak riski büyük ölçüde azaltır. Coronavirüsten korunmada en önemli etmen ‘güçlü bağışıklık’ sistemidir.

Coronavirüs’ten korunmak için bu uyarıları dikkate alın;
·         Ellerinizi sık sık, 20 saniye süreyle su ve sabunla yıkayın.
·         Küçük çocuklara hijyen kurallarını sürekli hatırlatın, ellerini yıkamasını sağlayın.
·         Su ve sabun bulunamıyorsa, alkol bazlı bir el dezenfektanı kullanın.
·         Öksürürken veya hapşırırken, ağzınızı ve burnunuzu kağıt mendille kapatın, ardından mendili mutlaka çöpe atın.
·         Kirli ellerle ağzınıza, burnunuza ve gözlerinize dokunmayın.
·         Hastalarla aynı tabaktan yemek yemek, aynı bardağı paylaşmak veya yakın temastan kaçının.
·         Kapı kolları ve oyuncaklar gibi sık dokunulan yüzeyleri temizleyin ve dezenfekte edin.
·         Riskli bölgelere seyahat edilmesi gerekiyorsa hayvanlarla temas öncesi ve sonrası düzenli olarak ellerinizi yıkayın.
·         Hasta hayvanlarla temastan kaçının.
·         Çiğ ya da iyi pişmemiş hayvan ürünlerini tüketmeyin.

14-Maskeler ne kadar etkili?
Virüsün boyutu 3 mikron civarındadır. Bu nedenle normal ağız ve burun maskeleri hastalıktan korunmada yarar sağlamasa da hasta olan kişilerin bu tip maskeleri kullanması, çevrelerine virüsün bulaşmasını önemli oranda azaltmaktadır. Virüsten koruyucu özellikteki maskelerin çok daha özel filtreleri bulunmaktadır ve bunlar, koruma gözlükleriyle birlikte kullanılmalıdır.

15-Enfeksiyon belirtileri nelerdir?
Coronavirüs belirtileri arasında en çok karşılaşılan belirtiler ateş, kuru öksürük ve solunum sıkıntısıdır. Şiddetli vakalarda zatürre, ağır solunum yetmezliği, böbrek yetmezliği gelişebilir. Bu durumlar hastalık belirtisi olabilir. Hastalık şüphesi taşıyan kişilerden virüs tanısı için mutlaka örnek alınmalıdır.

Bilim insanları yıllardır mevsimsel grip ile mücadele etmek için çalışıyor ve grip virüsü hakkında pek çok bilgiye sahipler. Covid-19 hakkında bilinenler ise henüz sınırlı ve araştırmacılar daha fazla bilgi edinmek için bir nevi yarış içindeler. Hem mevsimsel grip virüsleri (influenza A ve influenza B virüsleri) hem de coronavirüsler solunum yolu hastalıklarına neden olan bulaşıcı virüslerdir. Tipik grip semptomları ateş, öksürük, boğaz ağrısı, kas ağrıları, baş ağrısı, burun akıntısı veya tıkalı burun, yorgunluk ve bazen kusma ile ishaldir. Grip belirtileri daha çok aniden ortaya çıkar. Grip olan çoğu insan iki haftadan daha kısa sürede iyileşir. Ancak bazı insanlarda grip, zatürree gibi başka komplikasyonlara da neden olur. 30 Ocak’ta The Lancet dergisinde yayınlanan ve yaklaşık 100 kişinin katılımıyla yapılan çalışmaya göre, Covid-19’un en yaygın semptomlarının ateş, öksürük ve nefes darlığı olduğu tespit edildi. Bu çalışmadaki hastaların sadece %5’i boğaz ağrısı ve burun akıntısından şikayetçiydi ve sadece %1-2’sinde ishal, bulantı ve kusma belirtileri gözlendi. Daha ciddi vakalarda enfeksiyon zatürreeye, ağır akut solunum yolu yetmezliğine, böbrek yetmezliğine ve hatta ölüme neden oldu.

16-Virüs enfeksiyonlarında kişinin diğer sağlık sorunları neden önemlidir?
Coronavirüslerin bir başka önemli özelliği, yardımcı proteinleri sayesinde konağın doğuştan gelen bağışıklık tepkisinden kaçabilmesidir. Bağışıklık hücreleri vücutta bir patojen tespit ettiğinde, patojenin çoğalmasını önleyen, patojenin protein sentezini durduran ve patojenin ölümünü tetikleyen interferon isimli proteinlerin salınmasıyla bağışıklık yanıtı başlar. Ancak bağışıklık sisteminin yanıtı ve tüm bu süreç, konakçı yani virüsün enfekte ettiği kişi için zararlı da olabilir. Çünkü bağışıklık yanıtı bazen vücudun sağlıklı hücrelerine karşı olup otoimmün hastalıklara yol açabiliyor. Bu, biraz da virüsün ne kadar virülan olduğu, yani virüsün ne kadar yıkıcı bir bağışıklık tepkisine yol açtığıyla da ilgili olabilir. Dolayısıyla, bağışıklık sisteminin tepkisi vücudu korumak yerine vücuda zarar da verebilir. Bu yüzden bir virüs salgınında kişinin diğer sağlık sorunları da önem kazanır.

17-Elleri 20 saniye boyunca sabunla yıkamak neden bu kadar önemli?
Coronavirüsler, kabaca RNA’yı çevreleyen nükleokapsidin dışında bir yağ membran ve bu membran üzerindeki proteinlerden (zarf proteinleri, membran proteinleri, çubuksu proteinler) oluşur. İçerideki materyaller yağ membranı ile çevrelenerek korunmaktadır. İşte bu yağ membranı sayesinde virüs sadece suyla yıkama ile giderilememektedir. Çünkü su yağı çözemez ve bu nedenle de yağı temizleyemez, fakat sabun virüsü saran yağlı membranı parçalar ve suyla beraber teninizden akıp gitmesini sağlar. Araştırmalara göre bu süreç ortalama 20 saniye sürüyor. Daha az sürede yıkanan eller tam olarak dezenfekte edilmiş sayılmaz.

18-Kolonya ve dezenfektanlar ne kadar etkili?
Kolonya ve dezenfektanlar da içerdikleri alkol sayesinde tıpkı sabun gibi virüsü saran yağ mebranını parçalar. Elleri sabunla yıkamanın mümkün olmadığı durumlarda kolonya veya dezenfektan kullanmak işe yarayacaktır.

19-Üzüm sirkesi ya da tuzlu su ile virüsten korunmak mümkün müdür?
İnternette pek çok kişi “Coronavirüs elma sirkesi ile korunma” ya da “Coronavirüs üzüm sirkesi ile korunma” şeklinde aramalar yapmaktadır. Coronavirüs yani koronavirüsün sirke sayesinde bulaşmaması gibi bir durum söz konusu değildir. Tuzlu su ile gargara yapmak, burnu yıkamak vb. şeyler de enfeksiyonu engelleyecek önlemler değildir. Coronavirüsten korunmada en önemli etmen ‘güçlü bağışıklık’ sistemidir.

20-Covid-19 evcil hayvanlardan bulaşır mı?
Genel olarak hayvanlarda hastalıklara yol açan virüsler insanlarda enfeksiyonlara yol açmaz. Özellikle kediler, köpekler son salgına yol açan coronavirus için ara konak olarak tespit edilmediler.  Son coronavirus salgınının nereden kaynaklandığına dair ispatlanmış bir veri henüz yok. Corono virüslerin yarasalarda çok yaygın olduğu biliniyor. Bir yarasada virüsün ana konağa geçmesi için bir mutasyon geçirmesi gerekiyor. Nitekim bu virüsler ara konağa ara konaktan da insana kolay kolay geçemiyor.

21-Covid-19’dan korunmak için nasıl beslenmeliyiz?
Coronavirüsten ve diğer enfeksiyon hastalıklarından korunmak için kritik nokta bağışıklık sistemini güçlü tutmaktır. Beslenmede sebze ve meyveye ağırlık verilebilir. Özellikle C vitamininden zengin bir menü olabilir, bu sağlanamıyorsa C vitamini takviyeleri alınabilir. Ayrıca bol sıvı tüketilmeli, ayran, taze meyve suyu, bitki çayları tercih edilmeli, günlük en az 2 litre su tüketilmelidir.

22-Coronavirüs bir yüzeyde ne kadar hayatta kalabilir?
Yeni bir çalışma Covid-19’a neden olan coronavirüsün cansız nesneler üzerinde bir haftadan bile daha uzun süre hayatta kalabileceğini gösterdi. ABD Salgın Hastalıklar Kontrol ve Önleme Merkezine göre, şimdiye kadar belirli bir yüzeye veya nesneye dokunduktan sonra eller ağza, buruna veya gözlere sürüldüğünde coronavirüsün bulaşıp bulaşmayacağı bilinmiyordu. Bilim insanları Covid-19 virüsü hakkında çok fazla bilgiye sahip olmadıklarından bu soruya MERS ve SARS’a neden olan coronavirüsler üzerinde araştırma yaparak cevap bulmaya çalıştı.

İnsanlar ve hayvanlar üzerinde etkili olan virüslerle ilgili daha önce yapılmış çalışmaları inceleyen araştırmacılar, 22 çalışmada, insanda hastalığa neden olan mikroorganizmaların oda sıcaklığında, birçok yüzeyde 9 güne kadar canlı kalabildiğini buldular.

Araştırmacılar coronavirüs ailesine ait virüslerin ise alüminyum, ahşap, kağıt, plastik ve cam gibi değişik malzemeler üzerinde en fazla 4 ila 5 gün canlı kalabileceğini söylüyor. Greifswald Üniversitesi Hastanesinden doktor Günter Kampf, düşük sıcaklık ve yüksek nemin bu virüslerin yaşam sürelerini uzattığını söylüyor.

Araştırma ekibindekiler, coronovirüsün yayılmasını önlemek için hastanelerde her türlü yüzeyin çok dikkatli bir şekilde sodyumklorit, hidrojenperoksit veya etanol içeren çözeltilerle dezenfekte edilmesini öneriyor. WHO da bu önerilen yöntemlerin özellikle MERS ve SARS virüsleri için çok etkili olduğunun altını çiziyor. Araştırmacılar bu yöntemlerin Covid-9 virüsü için de geçerli olacağını vurguluyor.

Hanover Leibniz Üniversitesinden virolog Eike Steinmann farklı coronovirüs türlerini incelediklerinde benzer sonuçlar elde ettiklerini söylüyor. Araştırma ekibi inceledikleri virüsler arasında Covid-19 virüsünün olmadığını bu nedenle de kontamine olmuş bir yüzeyle temas sonrasında bulaşma olup olmadığı konusunda veriye sahip olmadıklarını belirtiyor. Covid-19 virüsünün ne kadar tehdit edici olduğu düşünülürse elleri sık sık yıkamak ve ortak kullanım alanlarının temizliğine özen göstermek büyük önem taşıyor.

23-İlk Covid-19 vakaları nerede ortaya çıktı ?
İlk Covid-19 vakalarının çoğu, çeşitli hayvanların satıldığı Çin’in Wuhan şehrindeki Huanan deniz ürünleri pazarında çalışan veya pazarı ziyaret eden insanlarda meydana geldi.

24-Covid-19 enfeksiyonunun henüz başladığı nasıl tespit edilebildi ?
The Lancet dergisinde yayımlanan bir çalışmada, araştırmacılar, Çin’de Covid-19’a yakalanan 9 kişiden izole ettikleri yeni coronavirüsün genom dizilerini analiz ettiler ve genetik dizilerin % 99,98’inden fazlasının aynı olduğunu buldular. Bu sonuç, virüsün kısa bir süre önce insana bulaştığını ortaya çıkardı. Eğer çok daha önce bulaşmış olsaydı, virüslerin çoğalma hızı da göz önünde bulundurulduğunda, mutasyona uğraması ve gen diziliminde farklılıkların ortaya çıkması söz konusu olurdu.

25-Enfeksiyonların sebebinin Coronavirüs kaynaklı olduğu nasıl tespit edilebildi ?
Virüsün kökeni hakkında daha fazla bilgi edinmek için, Covid-19 virüsünün gen dizilimi, virüs gen dizilim veri bankasındakilerle karşılaştırıldı ve en benzer gen dizilimlerinin yarasalardan kaynaklanan iki coronavirüste olduğu keşfedildi. Her iki coronovirüsün genetik dizilimi de %88 oranında Covid-19 virüsünün gen dizilimiyle benzerdi. Aynı zamanda Covid-19’un gen diziliminin SARS’a neden olan coronavirüsünkiyle %79, MERS’e neden olan coronavirüsünkiyle de %50 oranında benzer olduğu tespit edildi.

26-Enfeksiyonun kaynağı olarak yarasaların gösterilmesi doğru muydu?
Yeni virüsün gen dizilim veri bankasındakilerle karşılaştırılması ve en benzer gen dizilimlerinin yarasalardan kaynaklanan iki coronavirüste olduğunun keşfedilmesi sonrasında, bilim insanları Covid-19 olarak adlandırılan yeni virüsün yarasalardan bulaştığını düşündü. Ancak deniz ürünleri satılan Huanan pazarında yarasa satılmıyordu, bu nedenle virüsün insanlara iletilmesinde henüz tanımlanmamış başka bir hayvanın bir tür ara taşıyıcı olduğu kanısına varıldı.

Iowa Üniversitesinden mikrobiyolog Stanley Perlman’a göre yarasalar uzun zamandır bu virüslerin konakçısı ancak yarasalar hastalanmıyor! Yarasalar insanlarda öldürücü salgınlara eden olan bu virüslerle yaşamayı bağışıklık sistemleri sayesinde başarıyor.

Çin’de 15 yıldır hayvanlardan insanlara geçen hastalıkları araştıran EcoHealth Alliance Başkanı Dr. Peter Daszak, bu salgının kaynağını henüz tam olarak bilmemekle birlikte yarasadan (hatta nalburunlu yarasa türünden) geçtiğine dair kanıtlar olduğunu söyledi.

İnsanda hastalığa neden olan ve Afrika, Malezya, Bangladeş ve Avustralya’daki salgınların kaynağı olan Marburg, Nipah ve Hendra virüslerinin kaynağı da yarasalar. Ayrıca, Ebola virüsünün de doğal taşıyıcısının yine yarasalar olduğu düşünülüyor. Yarasalar kuduz virüsü de taşıyor ama bu virüsten kendileri de etkileniyor!

27-Ara taşıyıcı pullu karınca yiyen mi?
Çinli bilim insanları salgının ilerleyen günlerinde yarasadan insana coronavirüs bulaşmasında, ara taşıyıcının nesli tükenmekte olan pullu karıncayiyen (pangolin) olabileceğinden şüphelendiler, bu konuda araştırmalar hâlâ devam ediyor. Birçok hayvan, virüsleri diğer türlere taşıma kapasitesine sahip ve yaban hayat kaynaklı coronavirüsün neredeyse tüm türleri de insana bu yolla bulaşabiliyor.

Güney Çin Tarım Üniversitesindeki bilim insanları 1000’den fazla yabani hayvandan aldıkları örnekleri test ettikten sonra, pullu karıncayiyende bulunan coronavirüsün genom diziliminin, %99 oranında salgına neden olan cornavirüsünkiyle aynı olduğunu tespit ettiler. Ancak başka uzmanlar bu bulguya daha temkinli yaklaşıyor. Örneğin, Cambridge Üniversitesi Veterinerlik Bölüm Başkanı James Wood, taşıyıcı hayvanlar üzerindeki araştırmaların önemli olduğunu ve sonuçların uluslararası incelemeler için yayınlanması gerektiğini ancak sadece viral RNA’larda bulunan %99 oranında dizilim benzerliğinin kamuoyuna bu tarz bir açıklama yapmak için yeterli bir bilimsel kanıt olmadığını söylüyor. Araştırmacılar, şu an
her ne kadar imkânsız görünse de asıl suçlunun kesin olarak ortaya çıkarılması için kapatılmış olan pazarda satılan her bir hayvanın incelenmesi gerektiğini söylüyor.

Bu salgın için çok geç olsa bile, coronavirüsü taşıyan ve insana bulaştıran hayvanı tespit etmek, gelecekte hastalığın tekrar ortaya çıkmasını engellemek açısından büyük önem
taşıyor. Paris, Ulusal Bilimsel Araştırmalar Merkezinden araştırmacı Francois Renaud, potansiyel olarak insanlara virüs bulaştırma riski olan tüm hayvanların takip listelerinin oluşturulmasının potansiyel salgın hastalıkları önlemede rol oynayacağını belirtiyor.

28-R0 değeri nedir?
Bilim insanları bir virüsün ne kadar kolay ve hızlı yayıldığını R0 değeriyle, başka bir deyişle temel çoğalma sayısıyla belirliyor. Bu değer ile enfekte tek bir kişiden virüsün bulaştığı ortalama kişi sayısı tahmin ediliyor. Örneğin bu değer grip için yaklaşık 1,3 olarak biliniyor.
Araştırmacılar Covid-19’un R0 değerini belirlemek için çalışmalarını sürdürürken 29 Ocak’ta NEJM dergisinde yayımlanan bir çalışmaya göre bu değer 2,2. Yani enfekte olmuş her bir kişi virüsü ortalama 2,2 kişiye daha yayıyor. Bununla birlikte, R0’ın sabit bir sayı olmadığını belirtmek de önemli. Araştırma ekipleri şu ana kadar virüsün R0 değeri için 12 farklı tahmin hesapladılar. Bu tahminlere göre R0 değeri 1,8 ve 3,3 arasında değişkenlik gösteriyor. İnsanların birbirleriyle ne sıklıkla temas ettikleri ve viral yayılımı azaltma çabaları gibi faktörlere bağlı olarak bu sayının değişmesi muhtemel. Bir salgını durdurmak için, her bir vakanın enfekte edebileceği ortalama yeni insan sayısının 1’in altında olması gerekiyor.

29-Covid-19 nedeniyle ölen nüfusun cinsiyet ve yaş dağılımı nasıldır? 
22 Mart 2020 tarihi itibariyle 3,261 kişinin hayatını kaybettiği Çin’de salgının hızı azalırken Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) koronavirüs krizinin merkez üssünün Avrupa olduğunu açıkladı.

Avrupa ülkeleri arasında İtalya, salgından özellikle etkilendi. Vaka sayısının 22 Mart 2020 itibarıyla 53,578 bini bulduğu ülkede her gün yüzlerce insanın öldüğü bildiriliyor. Bu tarihe kadar ülkede toplam 4,825 kişinin hayatını kaybettiği, yaklaşık 6,072 kişinin de virüsten kurtulduğu ifade ediliyor.

İtalya’nın salgından neden bu denli kötü etkilendiği ise merak konusu. İtalyan Ulusal Sağlık Servisi'nin önde gelen teknik-bilimsel organı Istituto Superiore di Sanità’nın yayımladığı bir rapor ise koronavirüs yüzünden ölen nüfusun demografik yapısına dair önemli bilgiler sunuyor. Ölen kişi sayısının 3 bin 200 olduğu 20 Mart verileri üzerinden hazırlanan raporda öne çıkan başlıklar şu şekilde:

Ölenlerin ortalama yaşı
Raporda yer alan verilere göre İtalya’da Kovid-19’dan ölen hastaların yaş ortalaması 78,5’e denk geliyor (ortanca yaş 80, aralık 31-103).

Ayrıca ölen kişilerin ortanca yaşının (80) ülkedeki koronavirüs teşhis edilen kişilerin ortanca yaşından (63) farkının 15’ten fazla olduğu görüldü.

Bunun yanı sıra salgın yüzünden ölen kadınların yaşının da erkeklerden fazla olduğu ortaya çıktı. Kadınların ortanca yaşı 82’yken, erkeklerinse 79 olduğu görüldü.
Eştanısı bulunan hastalar
Raporda ayrıca, vakalarda Kovid-19 teşhisinden önce rastlanan en yaygın hastalıklar da yer aldı. Buna göre hastalıklara ilişkin veriler grafik incelemesine dayanıyordu ve hastanede ölen 481 hastada mevcuttu. Bu kişilerin yüzde 1,2’sinde başka hastalık bulunmazken, Kovid-19 harici bir hastalığı olanların oranı yüzde 23,5, iki hastalığı olanların oranı yüzde 26,6 olduğu tespit edildi. Yüzde 48,6’sının ise 3 veya daha fazla eştanısı vardı.

En yaygın hastalıklar arasında ise iskemik kalp hastalığı, atriyal fibrilasyon, inme, diyabet, demans, kanser ve böbrek yetmezliği gibi hastalıklar yer aldı.

Hastalarda görülen semptomlar
Raporda hastanelere başvuran hastaların gösterdiği en yaygın semptomlar da sıralandı. Ateş ve solunum güçlüğü en yaygın semptomlar olurken, ishal ve kanlı balgam gibi semptomların daha az görüldüğü bildirildi. Öte yandan hastaneye kabul sırasında hastaların yüzde 5,7’sinin semptom göstermediği görüldü.

Hastaların yüzde 76’sında ateş, yüzde 73’ünde nefes darlığı, uüzde 40’ında öksürük, yüzde 8’inde ishal, yüzde 1’inde de kanlı balgam görüldü.

Ölümler kaç günde gerçekleşti?
Koronavirüs yüzünden ölen hastalardaki enfeksiyonun seyir süreleri ise şöyle sıralandı:

-Semptomların görülmesinden ölüme kadar geçen ortanca süre: 8 gün.

-Semptomların görülmesinden hastaneye yatırılmaya kadar geçen ortanca süre: 4 gün.

-Hastaneye yatıştan ölümün gerçekleşmesine kadar geçen ortanca süre: 4 gün.

Öte yandan yoğun bakıma sevk edilen hastaların, hastaneye yatıştan ölümün gerçekleşmesine kadar geçen ortanca süresinin 1 gün uzadığı, yani toplamda 5 güne ulaştığı görüldü.

50 yaş altı ölümler
Mart 2020 verilerine göre ölen 3 bin 200 kişinin 36’sı 50 yaş altındaydı. Bunlardan 9'u 40 yaşından küçük, 8'i erkek ve 1'i kadındı. Yaşları 31 ile 39 arasında değişiyordu.

40 yaşın altındaki 2 hasta için klinik bilgi mevcut değil. Ancak geri kalan 7 hastada önceden mevcut ciddi hastalıklar (kardiyovasküler sorunlar, böbrek sorunları, psikiyatrik patolojiler, diyabet, obezite) vardı.

30-Covid-19 virüsüne kadınlar erkeklerden neden daha dayanıklı?
Bilim insanları, enfeksiyonlara karşı kadınların bağışıklık sistemlerinin erkeklerden daha güçlü ve dayanıklı olduğunu belirtiyor. Yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını sonrası hayatını kaybedenler arasında çok daha fazla erkek olması bu konuyu bir kez daha gündeme getirdi.

Coronavirüs ve yol açtığı üst solunum yolları enfeksiyonu Covid-19 şimdiye kadar çocuklara ölümcül bir zarar vermedi ancak bağışıklık sistemi zayıf olan orta yaşlı ve yaşlı çok sayıda insanın canını aldı ve hala daha ciddi risk oluşturmaya devam ediyor.

Çin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi tarafından yayınlanan ve virüsle ilgili şimdiye kadarki en geniş araştırma olan raporda öne çıkan olgulardan biri, erkeklerin kadınlara oranla çok daha savunmasız olduğunun görülmesi oldu. Erkekler ile kadınlara aynı oranda virüs bulaştığı tespit edilirken erkeklerde ölüm oranı yüzde 2,8, kadınlarda ise yüzde 1,7 oldu.

Covid-19 öncesi SARS ve MERS salgınlarında da erkekler kadınlara oranla daha yüksek şekilde etkilenmişti. Hatta Annals of Internal Medicine dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, 2003 SARS salgını sırasında virüs bulaşan insan popülasyonunda kadın sayısı daha fazlaydı, ancak erkeklerin ölüm oranı kadınlara göre yüzde 50 daha yüksekti.

MERS salgınında da sonuç farklı değildi. Virüs bulaşan erkeklerin yüzde 32'si hayatını kaybederken kadınların yalnızca yüzde 25,8'i yaşamını yitirdi. 1918 yılında yaşanan ve milyonların ölmesine neden olan büyük tifüs salgınında da ölenler arasında erkeklerin daha fazla olduğu kaydediliyor.

Erkeklerin bağışıklık sistemi neden daha zayıf ?
Pek çok uzman bazı erkeklerde biyolojik durumun, bazı erkeklerde ise yaşam tarzı seçimlerinin rol oynadığını düşünüyor. Özellikle erkek egemen toplumlarda, erkek cinsinin daha fazla sorumluluk ve daha fazla stres altında olduğuna dikkat çekiliyor.

Dünyadaki erkek nüfusun daha çok sigara içiyor olması, fiziken daha ağır işlerde çalışması, doktora görünme isteksizliği ve kadınlara oranla diyet seçimlerine daha az önem veriyor olmaları gibi unsurların da bu sonuçta etkili olduğu varsayılıyor.

Örneğin koronavirüs özelinde 4 bin 21 vaka üzerinde yapılan bir başka çalışma da erkeklerin kadınlara oranla hastaneye çok daha geç gittiğini, bu sebeple hastalığın daha ileri safhasında teşhis konulduğunu gösteriyor. Bu da elbette kurtulma şansını oldukça düşüren bir etken. Erkeklerde kadınlara oranla daha yüksek düzeyde 'bana bir şey olmaz' görüşünün hakim olduğuna inanılıyor.

Kadınlık hormonlarının avantajı ve dezavantajı
Bir başka hipotez, neslin devamını sağlayabilmek adına kadınların bağışıklık sisteminde henüz anlaşılamamış olan bir hayatta kalma avantajının yerleşik olduğu.

Bu farkın kadınlık hormonu olan östrojen ile alakalı olabileceği düşünülüyor. Kadınların genlerinde iki X kromozomu taşıyor olmaları ve bu ek X kromozomun bağışıklıkla ilgili bazı genleri taşıyor olması da yine nedenler arasında görülüyor.

ABD'nin Iowa Üniversitesi Mikrobiyoloji Bölümü uzmanları yaptıkları araştırmalarda östrojen hormonu bloke edilmiş ve yumurtalıkları alınmış dişi farelerin SARS virüsüne maruz kaldıklarında çok daha hızlı ve kolay şekilde öldüklerini tespit etti.

Ayrıca kadınların aşılara daha iyi karşılık verdiği ve aşı sonrasında daha iyi hafızaya sahip bir bağışıklık sistemi geliştirdiği belirtiliyor.

Ne var ki, bu avantajın beraberinde getirdiği en büyük dezavantaj kadınların romatoid artrit ve lupus gibi otoimmün hastalıklara daha açık olmaları. Günümüzde otoimmün hastalıklara sahip olan kişilerin yüzde 80'inin kadın olduğuna dikkat çekiliyor.

31-Coronavirüs enfeksiyonu hangi yöntemlerle tespit edilebilir?
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezine göre, doktorlar hastalardan aldıkları solunum sistemi örneklerini (ağız, boğaz, burundan) ve kanlarından izole edilen serumları analiz ederek hastalarda coronavirüs bulunup bulunmadığını anlayabilir. Hücre kültüründe virüs izolasyonu, PCR (polimeraz zincir reaksiyonu) ve insan coronavirüs antikorları için serolojik test teşhiste kullanılan yöntemlerden bazıları. En fazla kullanılan yöntem RT-PCR yöntemidir.

32-Salgını önlemek için yanıt bekleyen sorular nelerdir?
Ancak coronavirüs ve neden olduğu salgın ile ilgili hâlâ yanıt bekleyen birtakım sorular var. Örneğin belirtiler ortaya çıkmadan önce kişi virüsü başkalarına bulaştırabilir mi? Ya da her vaka eşit derecede bulaşıcı mı, yoksa bazı insanların bulaştırma olasılığı düşükken, diğerlerini süper bulaştırıcı olarak adlandırmak doğru mu? Başka bir soru ise virüs, sadece daha yaşlı veya kronik rahatsızlıkları olanlar için mi ölümcül? Bilim insanları bu belirsizliklere yanıt aramakla beraber virüsü kontrol altına almak ve küresel bir salgını önlemek üzere ilaç ve aşı bulmak için âdeta birbirleriyle yarışıyorlar.
Covid-19 ile enfekte olmuş hücrenin mikroskobik görüntüsü
33-Ülkemizde Coronavirüs için tanı kiti var mı?
Ülkemizde de corovirüsün hızlı tanısına yönelik bir kit geliştirildi. Sağlık Bakanlığı Ulusal Viroloji Laboratuvarı sorumlusu Doç. Dr. Gülay Korukoğlu geliştirilen bu kit ile 90 dakikada sonuç alınabildiğini söylüyor. Ulusal Viroloji Laboratuvarında hâlihazırda bulunan Pan coronavirüs PCR isimli sisteme ekledikleri yeni problarla ve laboratuvarda üretilen enzimlerle, Covid-19’a neden olan coronavirüsün tespiti için tanı kiti geliştirildi ve uluslararası merkezlerden alınan pozitif virüs örnekleri ile kitin doğru çalışıp çalışmadığı test edildi. İlk test sonuçları pozitif olan kit Ulusal Viroloji Laboratuvarında rutin olarak kullanılmaya başlandı. Şu an herhangi bir coronavirüs şüphesi bu kit ile test edilebiliyor

Bunun yanında özel sektörden 8 farklı türk firmasının da coronavirüs test kiti geliştirdikleri açıklandı. Bu firmalar aşağıdaki gibidir.

Nucleogene
İstanbul merkezli bir firma olan Nucleogene, biyoteknoloji yöntemleri kullanarak tıbbi ve endüstriyel kullanım için ürünler geliştiriyor. Özellikle sundukları NucleoGene COVID-19 Circular Amplification Technology hizmeti sayesinde Covid-19 için, RT-PCR hassasiyetinde yalnızca 30 dakika gibi kısa bir sürede moleküler tespit imkanı sağladığını iddia ediyor.

Anatolia Geneworks
İstanbul merkezli Anatolia Geneworks, Avrupa olmak üzere 20 ülkeye kit ihracatı yapıyor. Firma, “Real Time PCR” denilen ve virüs materyali ile hasta numunesinde gerçek zamanlı ölçüm yapabilen kitler geliştiriyor.

RTA Laboratuvarları
2017’de T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Ar-Ge Merkezi belgesi verilen RTA Laboratuvarları, Güler Yatırım A.Ş. bünyesi altında ARGE ve Üretim faaliyetlerini sürdürüyor. Firma, moleküler biyolojigenetik, immünolojiseroloji temelli çalışmalar yapmaya uygun ar-ge laboratuvarına sahip.

Bioksen
İTÜ ARI Teknokent firması Bioeksen, AR-GE Teknolojileri ve moleküler biyolojide çeşitli alanlar için etkili çözümler sunuyor. Firma, insan ve hayvan sağlığı ve gıda güvenliği alanlarında viral ve bakteriyel partojenlerin hızlı tanısı için çözümler sunmasının yanı sıra; obezite, sporcu genetiği, fungal ve viral patojenlerin genotiplendirilmesi ve sahada cihazsız kullanılabilecek nanobiyoteknoloji temelli biyosensörlerin geliştirilmesi üzerine projeler üretiyor.

Genkord
Türkiye’de birçok kurum ve bilim insanıyla biyoteknoloji araştırmalarında katkıda bulunan Genkord, bir biyoteknoloji, doku mühendisliği ve krioprezervasyon kurumu olarak hizmet veriyor. Firma bunun yanı sıra, özel ihtiyaçlar ve talepler doğrultusunda krioprezervasyon hizmeti veriyor.

Sentromer
İstanbul Teknik Üniversitesi Maslak kampüsünde kurulmuş olan Sentromer DNA Teknolojileri, sentetik oligonükleotit ve hızlı tanı kitleri geliştirip üreten bir biyoteknoloji firması. Faaliyetlerini İTÜ ARI Teknokent ve İstinye ABC Plaza’da bulunan laboratuvarlarında yürüten Sentromer DNA Teknolojileri, insan ve model organizmalarda kendi tasarlayıp ürettiği sentetik DNA ürünlerini kullanarak olağanüstü bir hızlı tanı kit çeşiti ve analiz hizmetleri sunuyor.

Diagen
Moleküler Biyoloji ve Genetik alanında uzmanlaşan Diagen; insan, hayvan, gıda ve çevre sağlığı alanında araştırma ve tanı reaktiflerinin tasarımı, geliştirilmesi, üretimi, temini, depolanması, pazarlanması, satışı ve sonrası destek  hizmetleri veriyor.

DS Bio ve Nano Teknoloji
Ankara merkezli bir firma olan DS Bio ve Nano Teknoloji; nano teknoloji, genetik ve yazılım alanlarında hizmet veriyor.

34-Aşı mı, ilaç mı?
Aşı, enfeksiyona maruz kalmamış sağlam bireylere hastalığa yakalanmamaları için yapılır, ilaç ise enfeksiyona maruz kalan hasta bireylere tedavi için verilir. Aşı hastalıktan korunmak için, ilaç ise hastalığın tedavisi içindir. 

35-Enfeksiyonu engellemek için aşı ya da ilaç var mı?
ABD, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezindeki uzmanlara göre, Ebola virüsü hastalığını tedavi etmeyi amaçlayan mevcut bazı antiviral ilaçlar, yeni coronavirüse karşı bir mikta etkinlik gösterebilir ve konakçı hücrelerde virüslerin çoğalmasını engelleyebilirler. Proteaz inhibitörleri adı verilen başka bir ilaç sınıfı da coronavirüslere karşı umut vaat ediyor ve bağışıklık sistemini coronavirüse karşı uyarmaya yardımcı oluyor. Ancak Mart 2020 itibarıyla coronavirüs enfeksiyonlarını önlemek için onaylanmış hiçbir aşı ya da ilaç yok. Aşı ya da ilaç geliştirmek zaman alacak olsa da Çin’de mevcut ilaçların yeni coronavirüs hastalarında denemeleri sürüyor. Bu denemeler başarılı olursa pek çok hayatın kurtarılabileceğine inanılıyor. Çin’deki sağlık otoriteleri salgının başlamasıyla coronavirüsün genom dizilimini çıkarttı ve bu bilgileri dünyadaki tüm bilim camiasıyla paylaştı. Şimdi dünyanın herhangi bir yerinden tedaviye yönelik umut verici haberler bekleniyor.

36-Aşı geliştirmek ne kadar zaman alır?
WHO (Dünya Sağlık Örgütü) Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, ilk aşının 18 ay içinde hazır olabileceğini söylüyor. İngiltere’de akademik gruplar tarafından geliştirilen ve hayvan testleri için hazır olan iki aşının yaz aylarında insan denemelerine de başlanması umut ediliyor.

Bir aşı geliştirmek genellikle 2 ila 5 yıl zaman alır. Ancak küresel bir çabayla ve geçmişte coronavirüs aşısı geliştirme çalışmalarından öğrenilenlerle, araştırmacıların yeni coronavirüs için çok daha kısa sürede bir aşı geliştirebileceği düşünülüyor. Şu an için hiçbir araştırma
merkezinin tek başına coronavirüs için aşı geliştirme kapasitesi ya da imkânı yok.

37-Aşı geliştirmek neden bu kadar zor?
Aşı geliştirme sürecinde pek çok kişinin tahmin ettiğinden daha çok aşama bulunuyor. Her şeyden önce virüsün konakçıdaki (insandaki) özelliklerini ve davranışını anlamak gerekiyor. Bunu yapabilmek için de önce bir hayvan modeline ihtiyaç duyuluyor. Daha sonra, potansiyel aşıların güvenli olduğundan ve vücuda zarar vermeden bağışıklık sistemini doğru şekilde uyardığından emin olmak gerekiyor. Klinik öncesi denilen testi başarıyla geçen aşılar, daha
sonra insanlarda deneme çalışmaları yapma imkânına sahip araştırma merkezleri tarafından test ediliyor. Şu anki salgında aşıların nerede ve kimler tarafından test edileceğine henüz karar verilmediyse de bu tür aşıların genellikle mevcut salgın ortamındaki kurumlarda test edilmesinin ideal olduğu düşünülüyor. Son olarak, bir aşının güvenli ve etkili olduğu tespit edilirse gerekli onaylardan da geçmesi gerekiyor.


Uzmanlara göre aşının tüm aşamalarının bitmesi ve insan sağlığına bir yan etkisi olup olmadığını görmek aylar hatta yıllar sürebilir. Tüm aşamaları tamamlamamış bir aşının insanlara enjekte edilmesiyle belki virüs vücuttan temizlenebilir ancak insanlarda organ yetmezliklerine, kısırlığa ya da diğer başka kalıcı rahatsızlıklara sebep olabilir. Hiç birimiz Covid-19 gibi tüm insanlığı ilgilendiren küresel bir salgında bu türden bir aceleciliğin sonuçlarına maruz kalmak istemeyiz.

38-Viral enfeksiyonlar nasıl tedavi edilir?
Viral enfeksiyonları tedavi etmenin iki yolu vardır. Birincisi virüslerin protein sentezini durdurarak çoğalmalarını önleyecek hap formunda küçük antiviral moleküller geliştirmek. Ancak bilim insanlarına göre bu potansiyel ilaçların yüzde 99’u tedavide başarısız oluyor. İkinci yol ise, vücudumuzun patojenlere karşı kullandığı silahı yani antikorları kullanmak. İstanbul Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ceren Çıracı’ya göre bu tür virüslerle savaşmak aşı açısından kolay olmayabilir, virüs yüzeyindeki reseptöre bağlı proteine karşı antikor ürettirilebilir. Fakat virüs mutasyona uğradığında o antikor etkisiz hale gelebilir. Bu yüzden, insan Coronavirüs enfeksiyonlarının tedavisi için, COVID-19 hastalığına karşı yoğunlaşan araştırmaların, uygun tedavi yöntemleri bulması elzemdir.

39-Antikor tedavisi nasıl yapılır?
Antikorlar, virüslere bağlanan ve yok olmalarını tetikleyen büyük proteinlerdir. İnsanlara yeni bir virüs bulaştığında, vücudun virüsle savaşmak için yeterli antikor üretmesi iki hafta sürebilir. Ama laboratuvar ortamında, hücre kültüründe yeterli antikor üretilerek hastaya enjekte edilmesi, hastanın bağışıklık sistemi devreye girinceye kadarki süre içerisinde bir çözüm sunabilir. Antikorların küçük moleküllü ilaçlara göre yan etkilere neden olma olasılığı da daha düşüktür, çünkü antikorlar sadece virüslere bağlanıp onları etkisiz hâle getirirken, küçük moleküllü ilaçların böyle bir seçiciliği olmadığından vücutta pek çok başka şeye de bağlanabilirler. Bu nedenle bazı bilim insanlarına göre yeni coronavirüse karşı güvenli ve etkili antikorları çok hızlı bir şekilde bulmak, sonrasında da o antikorları yeterince hızlı bir şekilde ve yeterli miktarda üretebilmeyi başarmak salgını durdurmak için bir çözüm olabilir. Aslında, Çin’de bir ekip 2002’de SARS salgınına neden olan coronavirüse karşı kullanılan antikorları test etti ve yeni coronavirüse de bağlanan bir antikor buldu. Ancak Fudan Üniversitesindeki ekip lideri Tianlei Ying, hayvanlarda ve insanlarda testlere başlamak için antikorun yeterli miktarda üretilmesinin bir veya iki ay sürebileceğini belirtti.

40-İlaç araştırmaları ne durumda?
Tedavi için umut olabilecek birkaç mevcut küçük moleküllü ilaç var. Örneğin, ABD’li bir ilaç firması, Ebola’yı tedavi etmek için geliştirdikleri ve insanlarda güvenlik testlerini geçen deneysel bir antiviralin coronavirüse karşı etkili olabileceğini söylüyor. Diğer yandan HIV’i tedavi etmek için geliştirilmiş ve insan kullanımı için onaylanmış iki ilacın SARS veya MERS coronavirüsleri ile enfekte olmuş kişilerde hastalık şiddetini ve ölümlerini azalttığı görülmüş. Salgının merkezi olan Wuhan’daki doktorlar, bu iki ilacın randomize kontrollü bir denemesini başlattılar.

41-Koronavirüsle mücadele için hangi ülkeler aşı ve ilaç üzerinde çalışıyor, açıklanan çalışmalar nelerdir?
*Mart 2020 itibariyle açıklanan çalışmalar aşağıdaki gibidir
1- Çin: Nisan sonunda klinik denemelere başlıyor
Çin, Covid-19’a için geliştirilen aşının klinik denemeleri için onay aldığını açıkladı. Denemeler nisan ayı sonunda başlayacak. Aşının acil durumlarda yakın zamanda kullanılması gündemde. Araştırmayı yürüten heyetin başında ise ebola salgınına karşı aşı geliştiren ekibe liderlik eden Çin Askeri Tıp Bilimleri Akademisi'nden Chen Wei bulunuyor.

2- Fransa: Koronavirüsü, sıtma ilacımızla ortadan kaldırabiliriz
Fransa’nın dünyaca ünlü ilaç laboratuvarı, sıtmayla mücadele için kullanılan Plaquenil ilacıyla koronavirüse yakalanan 300 bine yakın hastanın tedavi edilebileceğini ve bu konuda yapılan denemelerin oldukça “umut vaat edici” olduğunu bildirdi.

Marsilya Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görevli Profesör Didier Raoult, son yıllarda bağışıklık sistemi dışında bacak, romatizma ve eklem ağrılarında da kullanılan Plaquenil ilacının, koronavirüsüne iyi gelebileceğini söyledi. Raoult, tedavi ettiği koronavirüsü taşıyan 24 hastanın Plaquenil ilacı almaya başladıktan 6 gün sonra dörtte üçünde virüsün kaybolduğunu söyledi.

3- Avustralya: Farklı hastalıklar için üretilmiş iki ilaç tamamen tedavi ediyor
Avustralyalı bilim insanları koronavirüs için tedaviyi buldukların iddia etti. İlaç testleri için başvuru yapıldı. Queensland'deki Klinik Araştırma Merkezi uzmanları bulunan ilacın hali hazırda bazı hastalarda denendiğini ve bu kişilerin durumunun düzeldiğini kaydetti.

Araştırma Merkezi Direktörü Profesör David Paterson yaptığı açıklamada sıtma ve HIV tedavisinde kullanılan iki ilaçtaki etken maddelerin kombinasyonunun koronavirüsü laboratuvar tüplerinde de etkisiz hale getirdiğini söyledi.

4- İsrail Biyolojik Araştırma Enstitüsü koronavirüs aşısı geliştirdiğini duyuracak
İsrail basını ülkedeki Biyolojik Araştırma Enstitüsü’nün yakın zamanda koronavirüs aşısı geliştirdiğini açıklayacağını bildirdi. Ancak aşının güvenli şekilde kullanılması için aylar sürecek test ve deneylerin yapılması gerekiyor.

Haaretz’in haberine göre İsrail’deki bilim insanları koronavirüsün biyolojik özelliklerini ve mekanizmasını anlamada önemli ilerlemeler kaydetti. Bu ilerlemeler arasında virüs bulaşan kişiler için antikorların üretimi ve aşının geliştirilmesi de var. Ancak İsrail Savunma Bakanlığı henüz test veya aşı konusunda sıra dışı bir buluş olmadığını açıkladı.

5- Belçika koronavirüsü laboratuvar ortamında etkisiz hale getirdi.
Belçika’daki Gent Üniversitesi Biyoteknoloji Merkezi (VIB) laboratuvar ortamında Covid-19 virüsünü etkisiz hale getirdiğini duyurdu. Merkez, bunun koronavirüsün tedavisi için ileriye doğru atılmış önemli bir adım olduğunu ve ilaç geliştirmek için çalışmalarını sürdürdüğünü bildirdi.

VIB’ın sosyal medya hesabından yapılan açıklamaya göre merkezin uzmanlarından Dr. Xavier Saelens ve Gent Üniversitesi Biyoteknoloji Merkezi araştırma ekibi tarafından Covid-19 virüsünün muhtemel tedavisi konusunda çığır açan olağanüstü bir bilimsel çalışma gerçekleştirdi.

6- Pentagon destekli firma: Covid-19 aşısı hazır
ABD Savunma Bakanlığı Pentagon tarafından desteklenen Kanada merkezli şirket Medicago, Covid-19 aşısını geliştirdiklerini bildirdi. Firma, Amerikan İlaç ve Gıda İdaresi (FDA) onayını almaları halinde ayda 10 milyon aşıyı üretmeye başlayabileceklerini açıkladı.

Koronavirüsün genetik sekansını elde eder etmez 20 gün içinde aşıyı geliştirdiklerini söyleyen Medicago CEOsu Bruce Clark genetik kodun özel bir yöntem ile elde edildiğini ve bu yöntemin de FDA tarafından onaylanmasına ihtiyaç duyduklarını kaydetti. Clark bürokratik engeller ortadan kaldırılırsa aşının Kasım ayında hazır olacağını açıkladı.

7- Hindistan anti-viral kokteyl ile Covid-19'u yendi
Hindistan'ın Rajastan bölgesinde doktorlar turistik olarak ziyaret için gelmiş ancak testleri pozitif çıkan bir İtalyan çifte uyguladıkları 'anti-viral kokteylin' işe yaradığını açıkladı. Domuz gribi, sıtma ve HIV anti-viral ilaçlarla tedavinin başarıya ulaştığını anlatan Rajistan SMS Devlet Hastanesi Başkanı Dr. Sudhir Bhandari üstelik erkek vakanın kritik seviyede kronik akciğer hastası olduğunu ve buna rağmen kurtulduğunu aktardı.

8- Hollanda ilk antikorları üretmeyi başardı
Hollanda’nın Rotterdam kentindeki Erasmus Medikal Merkezi ve Utrecht'teki tıp üniversitesinde çalışan Hollandalı bilim insanları koronavirüse karşı özel antikor geliştirmeyi başaran ilk kişiler oldu. Buluş Covid-19'a özel anti-viral bir ilaç üretilmesini ve insanların kendi kendilerini test etmelerini sağlayabilir.

9- ABD-Singapur ortaklığı aşı geliştiriyor
Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) San Diego şehrinde bulunan bir biyoteknoloji firması Ulusal Singapur Duke Üniversitesi uzmanları ile bir aşı geliştirmek için işbirliği yaptığını ve sonuçların umut verici olduğunu açıkladı. Buna göre virüsün daha az zararlı bir versiyona mutasyon geçirmesini sağlayan bir protein bulundu. Virüsün bu şekilde zayıflatılmış hali ile daha hızlı bir aşı geliştirilmesi söz konusu.

10- Trump'ın para teklif ettiği Alman laboratuvar sonbahara kadar aşı geliştirebilir
Alman biyoteknoloji şirketi CureVac da koronavirüsle ilgili çalışmalarını yoğun şekilde sürdürüyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, CureVac'a AB tarafından 80 milyon euro fon verildiğini ve sonbahara kadar koronavirüs için aşı geliştirebileceğini açıkladı.

ABD Başkanı Donald Trump’un Alman şirkete para teklif ettiği ileri sürülürken Reuters haber ajansına konuşan bir Alman sağlık bakanlığı yetkilisi haberi doğruladı. Trump'ın, CureVac'in geliştirmesi muhtemel aşının münhasır haklarının ABD'nin tekelinde kalmasını istediği ileri sürüldü.

42-Bu süreçte evde kalmak neden önemli?
Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Tolga Sütlü’ye göre bu yeni Coronavirüsü’nün bu kadar hızlı yayılmasının sebeplerinden biri, henüz semptom bile başlamadan, yani kuluçka döneminde dahi buluşabilme özelliğinde olması. Virüsler, ancak konaklar (insan, hayvan vb.) üzerinde kendilerini değiştirebildikleri için ne kadar çok yayılırsa o kadar hızlı ve fazla mutasyon geçirirler. Bu da virüsün yeni özellikleriyle, belki daha da güçlenerek karşımıza çıkması demektir. Şu anda tüm dünyadaki sıkı karantina önlemlerinin en büyük nedeni bu yayılımın kısıtlanması içindir.

43-Yaz aylarında (sıcaklık yükseldiğinde) virüsün etkisi azalır mı?
Oxford Üniversitesinden küresel sağlık araştırmaları profesörü Trudie Lang hem kendisinin hem de uzman virolog arkadaşlarının bu sorunun cevabını tam olarak bilmediklerini ve havanın ısınmasıyla bu virüsün ortadan kalkacağını söyleyenlerin gereksiz bir genelleme yaptıklarını düşündüklerini söylüyor.

Virüsün insan vücudu dışında herhangi bir yüzeyde 4 güne kadar canlı kalabildiğini söyleyen uzmanların yanı sıra İngiltere’deki East Anglia Üniversitesinden Paul Hunter’ın da dâhil olduğu bazı araştırmacılar, bu yeni coronavirüsün daha sıcak ortamlarda fazla uzun yaşayamayacağını söylüyor. Konuyla ilgili başka senaryolar da var. Bunlardan biri coronavirüsün yaz mevsiminde yok olacağı ancak kış geldiğinde tekrar aktive olup belirli bölgelerde yayılabileceği.

2003 yılındaki SARS salgınında küresel çözüm çalışmalarına önderlik eden Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Araştırmaları Merkezinden David Heymann, MERS coronavirüsün Suudi Arabistan’da çok sıcak olan Ağustos ayı içinde yayıldığına dikkat çekiyor.
Gene aynı merkezden John Edmunds grip gibi hastalıkların yaz mevsiminde daha az yayılmasının bir nedenini insanların kapalı mekanlarda daha az zaman geçirmesine ve özellikle okulların kapanmış olmasına bağlıyor.

44-Virüsle ilgili kompo teorileri doğru olabilir mi?
Aslında şu an internet ortamında dolaşan çok fazla komplo teorisi mevcut. Burada sadece bir tanesinden bahsedeceğim.

Nature Medicine dergisinin 2015 Aralık tarihli sayısında yayınlanan makale oldukça şüpheli bir yaklaşım sergilemektedir. Makalede, çoğunluğu Harvard Tıp Fakültesi, Kuzey Carolina Üniversitesi gibi Amerika kaynaklı kurumlarda çalışan bilim insanlarının yanında, aralarında Çin’in Wuhan Viroloji Enstitüsü’nden bir bilim insanın da bulunduğu bu çalışmaya bir de İsviçre’den Bellinzona Mikrobiyoloji Enstitüsü’nden bir bilim insanının destek verdiği listelenmiştir.

Makaleye göre şu anda yarasalarda dolaşan ve daha önce büyük bir salgına sebep olan SARS virüsü (SARS-CoV) ‘nün tekrar ortaya çıkma potansiyeli üzerine bir çalışma yapılmış. Bu çalışmada Çin at nalı yarasa popülasyonlarında dolaşan ve SARS benzeri bir virüs olan SHC014-CoV'nün hastalık potansiyeli incelenmiş. SARS virüsü (SARS-CoV) kullanılarak SHC014'ün *spike proteinini (dikensi protein) ifade eden bir kimerik virüs oluşturulmuş. Sonuçlara göre bu virüsün insan *ACE2 enzimini etkili bir şekilde kullanabildiği ve SARS-CoV suşlarının sebep olduğu salgınlara eşdeğer salgınlar oluşturabileceği gösterilmiş. Ek olarak, in vivo deneylerle, bu kimerik virüsün fare akciğerinde önemli ölçüde replikasyonu ve patojenitesi gösterilmiş. Mevcut SARS temelli antikor ve aşı yaklaşımları enfeksiyonu yok edememiş ya da yayılmasını azaltamamış. Bu bulgulara dayanarak sağlam viral replikasyon yeteneği olan enfeksiyöz bir SHC014 rekombinant virüsü sentetik olarak üretilmiştir.

2019 Aralık ayında patlak veren, Covid-19 hastalığına sebep olan, resmi adıyla Sars-CoV-2 olarak adlandırılan yeni tip koronavirüs, yarasalarda görülen virüslerle benzerlik taşıdığı için bilim insanları tarafından virüs kaynağı olarak yarasalar işaret ediliyor. Yine bilim insanlarına göre virüsün yarasadan insana geçmesi için ara konak ya da konaklara ihtiyacı var. Bu konaklardaki mutasyonlar sonucunda ancak insana geçebilir hale gelebilir. Fakat şimdiye kadar yapılan çalışmalarda bu ara konak ya da konaklar hakkında hala bilgi sahibi değiliz. Ara konaktaki söz konusu mutasyon laboratuvar ortamında yapılmış olabilir mi?

Dünya çapında bir pandemiye sebep SARS-CoV-2 virüsü sentetik olarak üretilmiş bir virüs olabilir mi, eğer öyleyse virüs laboratuvardan kazayla mı bulaştı, yoksa kasıtlı mı salındı gibi sorular ilerleyen zamanlarda büyük tartışmalara yol açacaktır.

*Spike proteini: Virüsün üzerinde bulunan dikensi proteinlerdir. Yukarıda virüs görsellerinde görebilirsiniz.
*ACE2: anjiyotensin dönüştürücü enzim-2. Akciğerde bol olarak bulunur. Coronavirüsler hücre içine girebilmek için bu enzimi kullanır.

Makalenin linkini aşağıya bırakıyorum.


KAYNAKÇA
1- https://www.cell.com/cell/pdf/S0092-8674(20)30229-4.pdf
2- https://www.who.int/emergencies/diseases/novel-coronavirus-2019/technical-guidance/naming-the-coronavirus-disease-(covid-2019)-and-the-virus-that-causes-it
3- https://www.sciencealert.com/study-shows-just-how-long-coronavirusescan-stick-around-on-a-surface
4- https://www.scientificamerican.com/article/how-coronavirusescause-infection-from-colds-to-deadly-pneumonia1/
5- https://www.who.int/news-room/q-a-detail/q-a-coronaviruses
6- https://www.livescience.com/new-coronavirus-origin-bats.html
7- https://www.newscientist.com/article/mg24532683-100-we-are-still-trying-to-understand-howdangerous-wuhan-coronavirus-is/#ixzz6DWnKmMW5
8- https://www.newscientist.com/article/2232519-the-three-things-we-really-need-to-know-about-thewuhan-coronavirus/#ixzz6DWp7evS4
9- https://asm.org/Articles/2020/January/2019-Novel-Coronavirus-2019-nCoV-Update-Uncoating
10- https://www.thelancet.com/action/showPdf?pii=S0140-6736%2820%2930251-8
11- https://www.economist.com/img/b/1280/720/85/sites/default/files/20200314_FBD001.jpg
12- https://www.youtube.com/watch?v=ODqnRN8QR2Y
13- https://tr.wikipedia.org/wiki/Suş
14- https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberleri/coronavirus-koronavirus-nedir-korona-virusu-nasil-bulasir/#quicklink5
15- https://bilimteknik.tubitak.gov.tr/system/files/makale/12_soguk.pdf
16- https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/karantina-covid-19-cok-olumcul-oldugu-icin-degil-degisim-gecirmesin-diye-2-5646613/ 
17- https://www.youtube.com/watch?v=9AdzHlIn-kU
18- https://haberler.itu.edu.tr/haberdetay/2020/02/25/yeni-tip-korona-virusler-insan-sagligini-nasil-etkiler
19- https://tr.euronews.com/2020/03/19/koronavirusle-mucadele-icin-hangi-ulkeler-asi-ve-ilac-uzerinde-calisyor-covid-19-tedavi
20- https://www.independentturkish.com/node/150346/sağlik/italyada-koronavirüs-ölümlerine-dair-demografik-tablo-ortaya-çıktı-yaş-ve
21- https://tr.euronews.com/2020/03/10/koronavirus-covid-19-kadinlar-daha-dayanikli-peki-erkekler-neden-daha-kolay-oluyor
22- https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberleri/koronavirusten-korunmak-icin-10-oneri/
23- https://digitalage.com.tr/turkiyede-coronavirus-test-kiti-gelistiren-firmalar/
24- https://informationisbeautiful.net/visualizations/covid-19-coronavirus-infographic-datapack/
25- https://www.nature.com/articles/nm.3985









0 yorum:

Yorum Gönder